Kamu Sen: "Memur vergiye çalışıyor"

Kamu Sen Elazığ İl Başkanı Atilla Çerkez, gelir vergisi tahsilatının yaklaşık 50'si'nin çalışanlardan alındığını söyledi.

Kamu Sen Elazığ İl Başkanı Atilla Çerkez, gelir vergisi tahsilatının yaklaşık 50’si’nin çalışanlardan alındığını söyledi.

“NE YAZIK Kİ ÜLKEMİZDE BU DURUM TERSİNE BİR YOL İZLEMEKTEDİR”

Ülke içinde gelir dağılımını düzenlemenin en etkin yollarından bir tanesinin  de uygulanan vergi politikaları olduğunu belirten Çerkez, “  Vergi politikalarının temel amacı, çok kazanandan çok, az kanandan az vergi almak yoluyla toplanan vergilerin, kamu hizmetleri  aracılığıyla topluma döndürülmesi, böylelikle de düşük gelirli ile yüksek gelirli kesimler arasındaki dengenin sağlanmasıdır.Ne yazık ki ülkemizde bu durum tersine bir yol izlemektedir. Kamu tarafından izlenen vergi politikasının temelinde belli kesimlerden yüksek oranda vergi alınması ve vergi vermesi gereken fakat vermeyenlerden vergi alınamaması yatmaktadır.  Hal böyle olunca iktidarlar da kamu harcamalarına kaynak oluşturacak gelirlerin başında gelen vergiyi, tahsilin en kolay olduğu kesimden, yani kayıt altında çalışan kesimden almakta ve kaynağından kesilen vergiler yoluyla kaynak ihtiyacını gidermeye çalışmaktadır. Bu durum ülkemizde öylesine çarpık bir hal almıştır ki, toplam gelir vergisi tahsilatının yaklaşık 50’si, gayrisafi yurt içi hasıla’nın yalnızca 7’sini alabilen çalışan kesim tarafından ödenmektedir.” Dedi.

BU VERGİ POLİTİKASI KAYITLI ÇALIŞANLARI YOLUNACAK KAZ GİBİ GÖRÜYOR

OECD ülkelerinde dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerine oranın ortalama 35  olduğunu ifade eden Çerkez, “ Türkiye’de bu oran 68’ler dolayındadır. Buna göre adaletsiz vergi toplamanın bir göstergesi olan dolaylı vergilerin, Türkiye’de dolaysız vergilerin yerine ikame edildiği görülmektedir.

Buna ek olarak 2003 yılında en yüksek gelir grubundan alınan vergi oranı 5 puan indirilerek 40’tan 35’e çekilmiş, 2006 yılında yapılan bir düzenleme ile orta- düşük gelirli grubun gelir vergisi oranı 25’ten 27’ye çıkarılmıştır. Kayıtlı çalışanları yolunacak kaz gibi gören bu vergi politikası, gelir dağılımının geniş kitleler aleyhine bozulmasında büyük pay sahibi olmaktadır. Çünkü bu yolla ücretli, sabit gelirli kesimin satın alma gücü önemli ölçüde daraltılmaktadır. Buna karşılık hazine bonoları ve devlet tahvillerinin vergiden muaf tutulması, rant gelirleri lehine gelir dağılımının bozulmasına sebep olmaktadır.” Diye konuştu.

“BU KONUDA HERHANGİ BİR YASAL DÜZENLEMEYE GEREK YOKTUR”

Vergi politikalarındaki bu adaletsizlik nedeniyle kamu görevlileri, KİT çalışanları, işçiler ve asgari ücretlilerin kısa sürede bir üst vergi dilimine tabi olduğunu bildiren Çerkez, açıklamasını şöyle devan etti. “ Çalışanların  maaşları düşmekte ve temmuz ayında aldıkları maaş zammının büyük bölümü artan gelir vergisi ödemesine gitmektedir. Yaşanan bu olumsuzlukları gidermenin yolu, çalışanlar üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesidir. Bunun için Türkiye Kamu-Sen olarak iki farklı öneri getiriyoruz: Birincisi, gelir vergisinin 15 orana denk gelen alt diliminin tatminkâr seviyede yükseltilerek çalışanların yıl içinde 20’lik vergi dilimine girmelerinin önlenmesidir. Bu konuda herhangi bir yasal düzenlemeye gerek yoktur. Her yılın başında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gelir vergisi tarifesi yayınlanmaktadır. Burada alınacak bir prensip kararı ile gelir vergisi alt diliminin yükseltilmesi sağlanabilir.

 

 

“YILLARDIR ÜZERİMİZDE AĞIR BİR YÜK OLAN GELİR VERGİSİ SORUNUNUN BİR AN ÖNCE ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ”

“İkincisi ise, kamu görevlileri, KİT personeli ile sözleşmeli personelin gelir vergisi kesintilerinden dolayı yaşadığı adaletsizliğin ve mağduriyetin giderilmesi adına 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23. maddesine, Devlet memurlarına ödenen taban aylık tutarının söz konusu çalışanlar için Gelir Vergisi’nden muaf tutulmasını sağlayacak bir hükmün eklenmesi şeklindedir. Ülke içinde sosyal güvenliğin sağlanması, işsizliğin önlenmesi, emeğiyle yaşayanların korunması ve hayat standartlarının yükseltilmesi yoluyla sosyal eşitsizlikleri giderme işlevini yüklenen devlete sosyal devlet denir. Amacı, sosyal ve ekonomik açıdan güçsüz vatandaşlara yardım ederek sosyal adaleti ve insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyini sağlamak olan sosyal devlette, bu unsurların sağlanması devletin bir ödevi, vatandaşların da hakkı olarak ortaya çıkmaktadır. Öyle ise, adil bir gelir dağılımı sağlamak, sosyal devlet ilkesini benimsemiş olan ülkemiz için bir zorunluluktur. Bu nedenle gelir dağılımının daha adaletli bir şekilde gerçekleşmesinin ana unsuru olan vergi politikalarının biz çalışanlar lehine düzenlenmesini istemek her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının anayasal hakkıdır. Dolayısıyla bizler bu anayasal hakkımızı kullanarak yıllardır üzerimizde ağır bir yük olan gelir vergisi sorununun bir an önce çözülmesini istiyor ve bu konunun ülkemizi idare edenlerin yükümlülüğünde olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz”