Türkiye’nin önde gelen kadın sanayicilerinden Prof. Dr. Yasemin Açık, Elazığ’da 10 bin kişinin hayatına dokunan çimento fabrikasıyla ilgili olarak son dönemde çıkan haberlere ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Bu iftira kampanyasının kardeşi ve daha önce bünyelerinde çalışan bazı kişilerin de içinde olduğu bir grup tarafından yürütüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Açık, “Bugüne kadar kıymetli babamın hatırasını incitmemek, annemi, ağabeylerimi, tüm ailemi bu gündemden uzak tutmak ve saygınlığımızı zedelememek için sessiz kaldım” dedi. Fabrikanın kuruluş aşamasından günümüze kadar yapılan tüm iş ve işlemlerin yasalara uygun olarak yapıldığını, karalama kampanyasını yürütenler ile ilgili hukuki sürecin başlatıldığını, tüm bilgi ve belgelerin de ilgili mercilerle paylaşıldığını belirten Prof. Dr. Açık, açıklamasında şunları söyledi:
Cumhuriyet tarihi boyunca Doğu Anadolu Bölgemize yapılmış en büyük özel sektör yatırımlarından biri olarak memleketim Elazığ’a kazandırdığımız fabrikamız ile ilgili son dönemde sistematik bir şekilde iftira, saldırı ve karalama kampanyası yürütülmektedir.
Büyük bir üzüntüyle belirtmek isterim ki kardeşim ve daha önce şirketimiz bünyesinde çalışan bazı kişilerin de içinde olduğu bir grup tarafından yürütülen bu asılsız suçlamalar karşısında; kıymetli babamın hatırasını incitmemek, annemi, ağabeylerimi, tüm ailemi bu gündemden uzak tutmak ve saygınlığımızı zedelememek için bugüne kadar sessiz kaldım. Ancak uzun zamandır kamuoyu önünde maruz kaldığım bu iftiralar karşısında şahsıma, aile itibarımıza ve kurumumuza daha fazla zarar verilmesinin önüne geçmek adına artık sessiz kalamayacağımı anladım ve bu açıklamayı yapmam zaruri hale geldi.
Doğup büyüdüğüm, akademisyen olarak binlerce öğrenci yetiştirdiğim, bir sivil toplum gönüllüsü olarak başta kız çocuklarına ve kadınlara katkı sağlamak için gece-gündüz çalıştığım memleketim Elazığ ile ilgili en büyük hayallerimden biri, şehrin ekonomisine ve hemşehrilerimin sosyal yaşamına, istihdamına katkı sağlayabilmekti. Bu hayali gerçekleştirebilmek için 2012 yılında yola çıktım. Doğu Anadolu Bölgesi’nde girişimci bir kadın olarak yığınla sorunu ve bariyeri aşmak zorunda kalmama rağmen bir an bile yılmadım.
Devletimiz, yatırım yapanı ve istihdam sağlayanı teşvik etmek için Elazığ dahil birçok yerde bedelsiz arsa tahsisi yaparken, biz fabrikanın kurulduğu alanı devletimize ücretini ödeyerek aldık. Mera vasfı bulunmadığından dolayı tahsisi kaldırılmış, bir dağın taşlık yamacında bulunan, yolu, suyu, elektriği olmayan bu arazide, doğup büyüdüğüm topraklara vefa borcumu ödemek amacıyla fabrikamızı kurduk. Kamunun sağladığı hiçbir imkan ve teşvikten yararlanmadık ama pek çok yatırımcı gibi bu yatırımı yüzde 100 öz kaynakla yapmak mümkün olmadığından sanayi alanına yapılacak bu yatırımın bir kısmında banka kredisi kullandık. Halen taşeronlar dahil 500 kişiye istihdam sağlayan, tedarikçilerimiz, paydaşlarımız ve aileleriyle birlikte yaklaşık 10 bin kişinin hayatına dokunan fabrikamızda tüm zorlukları göğüsleyerek aralıksız olarak üretmeye, çalışmaya devam ediyoruz.
Fabrikamızın kuruluş aşamasından günümüze kadar geçen süreçte, hiçbir zaman ve hiçbir konuda hukuksuzluk, kanun ve kurallara aykırı herhangi bir işlem, kayırma ya da haksızlık olmamıştır. Tüm iş ve işlemler; kanunlara, kurallara, vicdana, adalete, hak ve hukuka uygun bir şekilde ve sosyal sorumluluk anlayışıyla yürütülmüş, ilgili kurumlardan ve bakanlıklardan tüm yasal izinler olması gerektiği şekilde ve sırasıyla alınmıştır. Kuruluş aşamasında olduğu gibi günümüzde de tüm denetimlerden başarıyla geçmekteyiz.
Bugüne kadar mali yükümlülüklerimiz kapsamında zamanında ve kuruşu kuruşuna ödediğimiz vergiler, ham madde saha harçları, devlet hakkı payları, primler, hibeler ile ülkemizin hazinesine çok ciddi katkılar sağladık. Daha geçtiğimiz ay kazandığımız ihracat şampiyonluğu ödülü ile ülkemizin cari açığının azalmasına destek olmanın gururunu yaşadık. Sadece şahsımı değil, aynı zamanda binlerce kişinin hayatına dokunan fabrikamızı ve yerel ekonomiyi de hedef alan bu karalama kampanyasına rağmen bundan sonra da yılmadan yolumuza devam edeceğiz.
Şirketlerimizden hakkı olmadığı halde pay elde etmek için şimdiye kadar uyguladığı pek çok yöntemde ve açtığı davalarda haksız olduğundan dolayı sonuç alamayan kardeşim ve beraberindekilerin halihazırda yürüttüğü bu yakışıksız kampanyaya, ‘çamur at izi kalsın’ mantığıyla ve yalan iddialarla hakkımda açıklama yapanlara karşı her türlü adli ve hukuki süreç başlatılmış, tüm bilgi ve belgeler de ilgili mercilerle paylaşılmıştır. Kamuoyunun ve kamuoyu oluşturma potansiyeli olan vicdan sahibi kişilerin bu konudaki gerçek dışı ve dezenformasyon içeren asılsız iddiaları ciddiye almayacağına olan inancımız tamdır.
Kamuoyuna saygılarımla
Prof. Dr. Yasemin Açık
YORUMLAR